KRİZ SÜRECİNDE TOPLUMSAL KESİMLER ARASI DİYALOG/GÜÇ İLİŞKİLERİ: İSTANBUL YAKLAŞIMI
Fuat ERCAN (Marmara Üniversitesi) Gündüz FINDIKÇIOĞLU (Türkiye Sanayi
ve Kalkınma Bankası)
2001 Şubat krizi toplumun farklı sınıf ve kesimlerini önemli ölçüde etkiledi.
Krizle birlikte bu kesimleri temsil eden kurumlar (TUSİAD, TOBB, ISO, ASO, İTO
vb.) harekete geçerek temsil ettikleri kesimlerin krizden daha az etkilenmesini
sağlamaya çalıştılar. Önemli bir diğer nokta, krizin yarattığı belirsizlik koşullarında
kendilerine ait stratejileri daha açık bir şekilde ifade etmeye başlamalarıydı.
Kriz bu anlamda içinde yaşanılan toplumsal ilişkileri tanımlayan yapısal koşulların,
ve bu koşullar içinde hareket eden aktörlerin stratejilerinin daha açık ve net
bir şekilde görülmesine yol açtı.
Kriz sonrası mali bünyeleri zayıflayan ve üretken sermaye işlevini yerine getirmede
zorlanan firmalara finansal destek sağlama için başlatılan ve kamuoyunda İstanbul
Yaklaşımı olarak adlandırılan gelişmeler, sosyal bilimciler için oldukça zengin
bir dizi veri sağlamakta. Hangi kesimlerin ne oranlarda finansal destek alacağına
ilişkin tartışmalar, bir yandan sermayeyi oluşturan farklı kesimlerin (büyük
sermaye / küçük ve orta ölçekli sermaye, üretken sermaye / para sermaye / ticari
sermaye, İstanbul sermayesi / Anadolu sermayesi) diğer yandan da bu farklı kesimleri
temsil eden kuruluşların (TUSİAD, TOBB, İTO, İSO, ASİAD) arasında çok değişkenli
bir dizi tartışma/çatışmayı açığa çıkarmıştır. İstanbul Yaklaşımı'nda yer alan
ve katalizör olarak işlev gördüğü belirtilen bir diğer aktör ise Dünya Bankası'dır.
Tüm bu değişkenler doğrultusunda İstanbul Yaklaşımı olarak adlandırılan olgu/süreç
detaylı ve yapısal özellikler çerçevesinde ele alınıp analiz edildiğinde, genelde
Türkiye ekonomisi, özelde ise ekonomiye içkin sınıf ve kesimler hakkında bir
dizi anlamlı bilgi elde edileceğini düşünüyoruz.
Tebliğimizde İstanbul Yaklaşımı olarak tanımlanan olgu/sürecin analizi, ve
bu analiz sonucunda elde edilen bir dizi sonuç tartışmaya açacağız.