TÜRKIYE SINAI KALKINMA BANKASI VE SANAYILEŞME
Nevin COŞAR (Yıldız Teknik Üniversitesi)
Bu bildiride, Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının sanayileşme sürecindeki rolünü,
sanayi girişimciliğine özendirme ve ticari fonları sanayi alanına yöneltme bağlamında
ele alacağım. Bunu yaparken, Bankanın fonları nereden sağladığını ve bu fonları
sanayi girişimciliğini teşvik etmek için nasıl sanayi alanına kanalize ettiğini
inceleyeceğiz. Ayrıca, 1950 yılından başlayarak, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'ndan
kredi alan kuruluşlar tasnif edilerek, işletme büyüklüklerindeki değişiklikler,
mevcut makro-ekonomik politikalar bağlamında değerlendirilecektir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden biçimlenen uluslar arası işbölümü ilişkileri
içinde Türkiye yerini almak üzere, iktisat politikasında köklü değişiklikler
yaptı. Ticaret ve tarımsal burjuvazi güçlendi ve ekonomi politikalarına ağırlığını
koydu. İkinci Dünya Savaşı yıllarında artan servetler, savaş sonrasında ticari
alana ve bankacılık sektörüne aktı. Ticari bankaların egemen olduğu bankacılık
sektöründe özel sektörün, orta ve uzun vadeli kredi talebini karşılayacak bir
kurum yoktu. Savaş sonrası dönemin elverişli iç ve dış konjonktürü, Sanayi girişimcilerinin
orta ve uzun vadeli kredi ihtiyacını karşılayacak bir özel bankasının kurulmasına
olanak verdi. 1950 yılında, özel sektör ticari bankaları, Merkez Bankası ile
Dünya Bankası'nın ve Türk devletinin desteği ile Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
kuruldu. Amaç, sanayi girişimcisini desteklemenin yanı sıra, özel sektör yabancı
sermaye işbirliğini sağlamak ve ülkede sermaye piyasasını geliştirmek idi. Banka,
1950 yılından itibaren sanayi alanında ilklere destek olarak dikkatli bir finansman
ve destek politikası izledi. 3500 projeye doğrudan destek oldu, 100 şirketle
ortaklıklar kurdu. Bu yönüyle, özel sektörün gelişmesinde önemli bir yere sahip
oldu.